ISTANBUL'UN
TARİHİNDE
GEZİN
KEŞFEDİN
KONAKLAYIN.
KARAKOY'UN ÖNEMİ
Karaköy, İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde yer alan tarihî bir semttir. Semtin tarihi, çok eski dönemlere dayanmaktadır. Antik dönemde Bizanslılar ve Osmanlılar arasında önemli bir liman ve ticaret merkezi olarak kullanılmıştır.
Karaköy, tarihi boyunca ticari ve denizcilik faaliyetlerinin merkezi olmuştur. Semtin limanı, Osmanlı İmparatorluğu döneminde İstanbul'un en önemli limanlarından biri olarak hizmet vermiştir. Karaköy, liman faaliyetlerinin yanı sıra ticaret hayatının da canlı olduğu bir bölge olmuştur. Tarihi yapıları, dar sokakları ve karakteristik mimarisiyle dikkat çeken Karaköy, zaman içinde modernleşmiş ancak tarihi dokusunu korumuştur.
Bugün Karaköy, İstanbul'un önemli turistik bölgelerinden biri olup, restoranları, kafeleri, sanat galerileri ve butik mağazalarıyla ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir. Ayrıca semt, tarihi Galata Kulesi'ne de ev sahipliği yapmaktadır.
Karaköy, İstanbul'un tarihî ve kültürel önemine katkı sağlayan bir semt olup, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
KARAKOY ISMI NEREDEN GELIYOR?
Karaköy isminin, Museviliğin Karai mezhebine bağlı Türkler’den geldiği düşünülmektedir. Musevilik Hazar’dan Kırım’a göçen Museviler vasıtasıyla Kırım Türkleri arasında yayılmıştır. Bizans ile yakın ilişkileri sebebiyle Karaimler ya da Karaylar bu coğrafyada farklı yerlerde cemaatler halinde yaşamışlardır. Osmanlı döneminde de devam eden ilişkiler İstanbul’u cemaatin merkezi haline getirmiştir.
Karaköy farklı mezhep ve dinler tarafından kullanılan kiliselere, sinagog ve okullara ev sahipliği yapmaktadır. Farklı kültürlere kucak açan semt, tarihi boyunca kozmopolit yapısını sürdürmüştür.
KARAKOY DE
GEZİLECEK YERLER
1. Galata Kulesi
Bir zamanlar İsa kulesi olarak adlandırılan Galata Kulesi’nin yapım tarihi tam olarak bilinmese de MS 500’lü yılların başlarında inşa edildiği tahmin edilmektedir. Tarihi Galata bölgesinin en eski ve en önemli eseri olan kuleyi; Romalılar, Venedikliler, Cenevizliler ve Osmanlılar farklı amaçlarla kullanmışlardır.
I SOKULLU MEHMET PAŞA CAMII
Sokullu Mehmet Paşa Camii, İstanbul'da Atatürk Köprüsü'nün Galata ayağının dibinde, Azapkapı semtinde yer almaktadır. Mimar Sinan tarafından inşa edilmiştir ve yapı, Sokollu Mehmet Paşa'nın eşi tarafından yaptırılmıştır. Camii, II. Selim'in kızı ve Sadrazam Şehit Mehmet Paşa'nın zevcesi tarafından desteklenmiştir.
II. KARAKOY ARAP CAMII
Arap Camii, Karaköy Perşembe Pazarı’nda binaların arasında sıkışmış kalmış konumuyla ilk bakışta dikkatinizi çekmiyor.
Caminin bulunduğu ara sokaktan içeri girdiğinizde, çan kulesine benzeyen minaresi ve ilgi çekici mimarisi ile karşılaşıyorsunuz.
III. SALT GALATA
Karaköy Gezilecek Yerler arasında olan Salt Galata, eski Osmanlı Bankası binasıdır. Bankalar Caddesi üzerinde yer alan mekan, çoğu 19. yy’da yapılan binaların en ünlüsüdür. Bugün Salt Galata adıyla, müzeye dönüştürülen binanın içinde kütüphane, kafe ve şık bir restaurant bulunuyor.
ESKI ZAMANDA KARAKOY
Karaköy Bizans zamanından beri bir limana sahiptir. Bölgenin esas hakimi olan Cenevizli tüccarlar Galata bölgesine yerleşmiş ve M.S. 1000 yılında Karaköy limanını aktif olarak kullanmaya başlamışlardır. Pera, özel izinle Galata’ya yerleşen Cenevizlilerin öncülüğüyle kurulmuştur. Bu bölgenin en ilginç özelliklerinden biri yerleşim alanının dışında kalmasıdır. Cenevizliler, Latin işgali sırasında bölgede hakimiyetlerini yitirmiş ve 12. yüzyılda bölgede tekrar hakimiyet kurmuşlardır. Bu dönemde imparatorluğun iznini almadan Galata’nın etrafını surlarla çevirmişlerdir. Tarihsel olarak bu bölge farklı kültürleri bir arada yaşatan, farklılıkları besleyen ve egemen otoritenin imtiyazlar sunduğu bir yapıya sahip olmuştur.
AYNOROS VE ÇATI KİLİSELERİ
Şehrin yerleşim sınırları dışında kalan Galata semti ve Karaköy Limanı, Bizans döneminden başlayarak “dışardan gelenlerin” uğrak yeri olmuştur. Karaköy’de Ruslar tarafından 19. yüzyılda Rusya’dan Kudüs ve Aynoros’a (Mount Athos) giden hacılar için konaklama amaçlı misafirhaneler inşa edilmiştir. Aynoros 10. yüzyılda kurulmuş ve günümüze kadar bağımsızlığını sürdürmüştür. Yarımadada yer alan dinsel medeniyet 20 manastırdan oluşan topluluktur. Yunanistan’a bağlıdır ve nüfusu sadece erkekler oluşturur. Kadınların bölgeye girmesi yasaktır.